HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Cezayir'deki Direnişe Destek

Cezayir'deki direnişe karşı tutumumuz ne olmalıdır?
İmparatorlardan ve büyük toprak sahiplerinden serveti ve gücü devralan orta sınıf, servetin ve gücün tadını alınca bunu büyük kitleye (halka) kaptırmamanın yollarını aradı. Siyâsî rejim alanında bulduğu yol demokrasi idi. Bu sâyede halkı kandıracak, onların re'yi ile iktidara gelecek, ülkenin nimetlerinin aslan payını kendileri almaya devam edecek, büyük kitleyi de kırıntılarla avutacaklardı. Demokrasi bu işe yaradığı müddetçe meşrû ve geçerli bir sistemdi. İkinci yol insan hakları savunuculuğu idi. Bu sâyede prestij kazanacak, dünyaya karşı iyi bir görünüm sunacak, insan hakları ile güçlü olanların menfâatleri çeliştiği zaman "hak, hak diyerek insan hakkı çiğnenecek", insanlar fiilen "hakkı korunması gerekenler" ve "hakkı çiğnenmesi gerekenler" diye iki gruba ayrılacaktı. Genel olarak güçlüler birinci kategoride, zayıflar ise ikinci kategoride yer alacaktı. Böyle de oldu. Bugün bir Batılının, bir yahûdînin hakkı çiğnenirse -ki nadiren olur ve çoğu kere kendileri çiğneyip, haksızlığa uğramış gibi feryat ederek suç bastırır, masûmu suçlu durumuna sokarlar- bütün dünya ayağa kalkar, demokrasi, insan hakları vs. devreye sokulur ve ihkak-ı hak edilir. Bir müslümanın, bir geri kalmışın, bir sömürülenin hakkı çiğnenirse Batılının kılı kıpırdamaz, yahut maslâhat (dünyanın selâmeti, insanlığın âlî menfâati) gibi prensipler devreye sokulur, durum kitabına uydurulur. Cezayir'de bütün bu yollar ve oyunlar birarada uygulanıyor. Önce demokrasi adına askerî dikta yönetimi işbaşına geliyor ve büyük patronlarla işbirliği yapıyor. Böyle bir rejim içinde bile müslümanlar uyanıp hak peşine düşüp onların oyununu kuralına göre oynayarak sonuç alınca, diktaya ses çıkarmayanlar, demokrasi elden gidiyor diye harekete geçmeyenler derhal işe el koyuyor, demokrasi ve insan hakları adına her ikisini de çiğniyorlar. Dünya sessiz, patronlar memnun; çünkü "insanlığın âlî mefaati" diye isimlendirilen kendi âdî menfâatlerine bu uygun düşüyor; öyle ya, ya müslümanlar demokratik yoldan iktidar olur, ülkeyi bir sosyal refah ve adâlet, iyi ahlâk cennetine çevirir, oyunları bozar, gâfillerin gözlerini açarlarsa durum nice olur! Bu çirkinlik, iki yüzlülük, oyun içinde oyun karşısında Cezayirli müslümanlar, devletlerarası destek bakımından yalnızdırlar. Devletlerin çoğu onlara el uzatamazlar; çünkü büyük güçler onların ellerini bağlamışlardır. Ama iman ehlinin eli ve gözü bağlı değildir, olmamalıdır. Mü'minler ancak kardeştir, birbirlerini kardeşçe desteklemek, tutmak durumundadırlar. Her mü'min dünyada olup bitenleri takip etmek, İslâm'ın ve müslümanların aleyhine olan gelişmeler karşısında uygun tavrı takınmak borcundadır. Cezayir'de olaylar, dünyanın desteğinde, müslümanların ve İslâm'ın aleyhine gelişmektedir. Her mü'min bu gelişme karşısında bir şeyler yapmalıdır: Gerçekleri anlamalı ve anlatmalıdır, kamuoyu oluşturmanın yollarını aramalıdır, demokrasi ve insan haklarının göstermelik kurumlarına başvurarak sıkıştırmalı, onları vazifeye çağırmalıdır, Cezayirli kardeşi ile diyalog kurup ona maddî ve mânevî destek vermelidir, hiçbir şey yapmıyorsa oturup ağlamalı ve Mevlâ'ya yalvarmalıdır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: