HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Sözünde durmak

İngiltere'de uzun süre yaşayanların meselâ ingiliz tâbiyetine geçerek pasaport alması ve bazı haklardan yararlanması -bugünkü İslam dünyası ve milletlerarası şartlar karşısında- prensip olarak caizdir. Bunun için İngiliz hükûmetinin "sadâkat yeminini" şart koşması da gayr-i meşru bir davranış değildir; her ülke, vatandaşlarından ve ülkesine geçici veya devamlı kalmak üzere kabul ettiği şahıslardan sadâkat bekler, ihanetinden emin olmak ister. İslâm ulemâsı da fıkıh kitaplarında, "dâru'l-harbe izinli (emanlı) olarak girmiş bulunan müslümanların orada kaldıkları müddetçe ülkeye zarar vermeme, hak ve hukuka tecavüz etmeme, hiyanette bulunmama sözü vermiş sayılacakları için buna göre davranmalarının gerektiğini, sadâkatten ayrılır ve hiyanet ederlerse günahkâr olacaklarını" ısrarla tekrarlamışlardır. Bu esasa göre:
a) Yabancı ülkeye pasaportla giren veya orada uzun süre kaldığı için statüsü değişip orada devamlı kalma hakkı elde eden müslümanlar o ülkenin hukukunu çiğneyemez, hiyanet teşkil edecek bir davranışta bulunamazlar. Kâfire zarar vermek isteyenler sulh ve andlaşma yoluyla değil, savaş yoluyla yabancı ülkeye girer ve yapacaklarını yaparlar.
b) Gayr-i müslim bir ülkeden bir nevi vatandaşlık hakkı alan müslümanların, sorunuzda belirttiğiniz ve örneğini gösterdiğiniz bir şekilde "...kanunlarına göre doğru ve dürüst olup hakiki sadâkat taşıyacağıma..." diye yemin etmelerinde bir sakınca yoktur; çünkü zaten böyle bir söz verilmeden kimseyi ülkeye kabul etmezler. Bu yeminde İslama aykırı bir unsur da yoktur.
c) Verilen söz önemlidir, yemin edip etmemek önemli değildir, müslümanlar, kâfirlerle yaptıkları muâhedelere (andlaşmalara, sözleşmelere) sadık kalmakla yükümlüdürler. Ahdi bozmak, verilen sözden dönmek de yemini bozmak gibidir.
d) Vatandaşı veya sâkini bulunduğunuz bir gayr-i müslim ülke sizden, İslâmın ve müslümanların aleyhine bir davranışta bulunmanızı isterse sadâkat edeceğim diye bu isteği yerine getiremezsiniz. Böyle bir durumda vaziyeti idare ederek istenen davranışta bulunmadan orada kalabiliyorsanız kalırsınız, aksi halde o ülkeden ayrılmaya çalışırsınız.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: