HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Tasarruf ahlâkının tahlîli:
Artan geliri gerçekleştirmek ve onu bir tarafa ayırmak, şahsiyetin doğurduğu temel ve ilk iş halkası olmayıp, sembolik olarak, şahsiyetin içinde tamamlanan bir seri iş ve davranışın teşkil ettiği bir zincirdir. Biz bu davranış zincirinin son halkasını fiil hâlinde görürüz. İmdi sembolik olarak tamamlanan bu ameliyeler zinciri nedir? Başka bir ifade ile tasarruf ahlâkını (davranışını) gerçekleştiren ve idare eden âmiller nelerdir?
Bu âmilleri zincirleme bir çerçeve içinde sınırlamamız mümkündür. Şuna da işâret etmek gerekir ki, bu âmil, iş ve davranışlar zinciri, şahsiyetin içinde tamamlanan diğer davranış zincirleri gibidir; bunlardan hiçbirisi diğerinden ayrılamaz, aralarında zarûrî bir sıralanma mevcuttur. Ve zikrettiğimiz gibi, insan şahsiyetinin dinamik tabiatı îcâbı birbirine tesir ederler.
Tasarruf ahlâk ve davranışının gerisinde yatan âmil ve ameliyelere gelince:
1. Hayatın şartlarını değerlendirmek: Buna göre insan, hâlihazırdaki imkânlarını ve geleceğe ait ümitlerini gözden geçirerek mevcut imkânları daha üstün bir seviyeye yöneltmeye çalışıyor. Bu değerlendirme içinde ferd, sahip olduğu imkânların hesabında ve bu imkânların, geleceğe ait hedeflerine hizmet edecek miktarını tesbitte daha dikkatli davranmaya alışıyor.
2. Bu durum ferdin önünde, durumunun bütün yönlerini ve bu yönlerin birbiriyle alâkasını kül hâlinde anlama, kavrama yolunu açıyor. Burada hayat ve geçim durumunun birbiriyle alâkalı yön ve unsurlarından maksad, mevcut gelir seviyesi, hâlihazır ihtiyaçları, geleceğe ait arzuları, ümitleri ve korkuları ve bütün bu unsurların -ferde baskıları yönünden- gücü veya za'fıdır.
3. Bu kül hâlinde anlayış ve kavrayış hedefi açıklığa kavuşturuyor. Bu anlayış çözüm için canlı ve güçlü bir itici (sâık) oluyor. Burada çözümden maksad, durumunu meydana getiren unsurları, şahsî istekleriyle hâricî gerçekler arasında bir denge ve uyum sağlıyacak şekilde düzene koyabilmektir.
4. Ferdin güçlerinin bu dahilî taksim ve dağıtımı sonunda; mevcut ihtiyaç ve istekleri uygun zamanlara doğru geri bırakma gücü ve hâkimiyeti doğuyor. Bir benzetme yapılacak olursa; kişi geçim ve hayat durumunun unsurlarından bir bölüğünü bir mıntıkadan çekip diğerine katarak hâkimiyet gücünü arttırıyor.
Kendine mâlik olmanın, istek ve meyillerini disiplin altına almanın önemi, bunların denge ve uyumun temeli olmasından ileri geliyor. Bu da ancak eğitim ve öğretimle kazanılır, ferd bununla doğmaz ve bunu miras yoluyla elde edemez.
5. Yukarıdaki tutum ve işlerin peşinden gelen ve onların neticesi durumunda olan son halka ferdin kararını vermesi ve imkânları akıllıca düzenleme ve hedefe yöneltme sâyesinde -yukarıda açıklık kazandığı şekliyle- tasarruf ahlâkını devreye sokmasıdır.
Bu son işin büyük önemi vardır; çünkü ferdin bu kararı onun kayıtsız şartsız, müsbet hürriyetinden doğmuştur. Hürriyet müsbettir; çünkü sonunda fi'lî bir durum ve tutuma ulaşılmıştır.
Bu şahsî ve mutlak hürriyetten ve bunun tekrar tekrar kullanılmasından tasarruf ahlâkı destek görür, beslenir, sonunda şahsiyette yerleşir ve devamlılık kazanır. Başka bir ifade ile sonunda, yukarıdaki ameliyelerin tekrârından doğmuş - kişinin her davranışında kendini gösteren, muayyen - bir şahsiyet yapısının ortaya koyduğu âdet hâline gelir. Şahsiyetin dinamik yapısını da terazinin kefesine koyunca; tasarruf ahlâkı, şahsiyetin davranışlarında devamlı olarak kendisine cevap verdiği bir uyarıcı (stimulus) hâlini alır. Bu devamlı ve yerleşik hal, diğer cevaplar ve uyumlar için de uyarıcı olur ve bu, zincirleme olarak devam edip gider.
Şu halde fertlere tasarruf ahlâkı terbiyesini verme işi, bir topluma mensup fertler için bahis mevzûudur. Bunun muayyen maksad ve hedefleri, geniş bir kapsamı vardır. Bunun plânı yapılırken yalnızca bir dâire, mektep, fabrika, müessese içinde kalınmadığını, toplumun bütünüyle ele alındığını düşününce faydasını daha yakından kavrayabiliriz. Sonra bunun tesiri de, ferdin yaratılıştan mevcut ihtiyaçlarıyle çelişmemesine bağlıdır ve buradan gelmektedir.
Yukarıdaki tahlili iyice basitleştirecek olursak, ümidin arzuya, arzunun irâdeye dönüşmesi ve buna bağlı olan psikolojik etki ve tepkiden şu güzel vasıf ve neticeler doğar:

a) Mesûliyet, kendine hâkimiyet duygu ve şuûru:
Çocukları için gelirinden bir parçayı ayıran âile reisi aslında kendini, husûsî isteklerinin bir kısmından vazgeçmeye, mahrûmiyete alıştırıyor demektir; yâni arzularına karşı sorumlu bir direniş ve nefsine karşı gâyeli bir hâkimiyete alışıyor demektir. Bunun tekrarı ve günlük hale gelmesi, davranışın çeşitli seviye ve nevilerinde kendini gösteren âdetin doğmasına yol açmaktadır.

b) Rüşd (makûl davranış) kazandırma:
Bundan maksadımız, değerli olan her şeyi, zâyî olmak veya faydasız olarak eksilmekten korumaktır. Yapabilsek, bunun, çeşitli üretim vasıtalarının başında bulunan memur, işçi ve idareciler için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz.

c) Kendine güven:
Yüz millik bir yol ilk adımla başlar. Bu ilk adımı atmak ferd için ilk hareket motörü olmakta, ona ikinci ve üçüncü... adımı atma gücünü vermektedir. Bunun, psikolojik delîl olarak değeri şudur: Ferd denemiş ve kendine güven kazanmıştır. Kişi bütün şartlara rağmen, kendisi için tasarruf ederek ayırdığı ve istediği gibi kullanabileceği bir şeye sahip olabildiğini görünce, kendisinde işte bu duygu hâsıl olmaktadır.

d) Çalışma isteğinin artması:
Tasarruf bir amacın gerçekleşmesini hedeflerken bir arzudan ibarettir. İş sâyesinde bu arzu gerçekleşmiştir. Arzusunu gerçekleştirme yönünde adım atamayan kişiye nisbetle, bu adımı atanın işe ilk bakışı ve çalışma karşısındaki tutumu değişmektedir.

e) Dinamizm:
Rostow'un dediğine göre kalkınmakta olan ülkelerin insanı, çevresindeki maddî hayatı insan yapısı olarak değil, tabîatın bir bağışı olarak görmeye meyleder. Tasarruf eğitimi bu "hayata bakış tarzını" değiştirmeye büyük ölçüde tesir etmektedir. Hayatını tesadüflere terketmiş, böyle alışmış ferdi - tasarruf ahlâkını edinince- değişmiş, başka bir insan olmuş buluyoruz. Çünkü bu ahlâk ve davranış ona, kendisi için hedefler çizmeyi, bu hedeflere ulaştıracak yolları öğrenmeyi, hedefleri yenileriyle değiştirmeyi, elle tutulur, faydalı bir dinamizm ile bunlara yeni hedefler katmayı öğretiyor.

f) Şahsiyeti oluşturma:
Hür, ferdî tasarruf ameliyesinin unsurlarını kazanmak; karar alma hürriyeti, hedef seçme, ona ulaşmak için plân yapma, arzular arasında denge kurma, bunların birini diğerinden öne alma, nefsin arzularını dizginleme gibi üstün vasıfları elde etmenin mânâsı: İktisâdî hayat karşısında ferdlerin durumlarının değişmesi demektir. Bu ise içtimâî ve iktisâdî şahsiyetin, sosyal değişmenin temel ihtiyacı, başta gelen isteğidir.
Bankanın diğer faâliyet sâhalarına baktığımız zaman; bunun örneğini sosyal hizmetler ve zekât sandığında da önümüzde buluruz. İşçilerin ve vatandaşların kefâlet altında bulunmaları ve güvenlik duygusu içinde olmaları, eşit olarak şahsiyetlerinin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Yâni bankanın çeşitli faâliyetleri ve tasarruf eğitimi gibi ortaya çıkan neticeleri, karşılıklı münasebetler içinde birbirine tesir etmekte ve bunun neticesi vatandaşların davranış biçiminde kendini göstermektedir.
Başka yerdeki vatandaşlar ile Mîtgamr'da oturanlar arasında bir kıyaslama yapan herkes, bunların duygu, ahlâk ve davranışlarındaki büyük değişikliği kolaylıkla ve açıkça görebilir. Ancak bu değişikliği sayı ölçüleri içinde vermenin güçlüğünü biz de kabûl ediyoruz. Yabancı profesörlerden birisi böyle bir inceleme yapmış ve şu neticeye varmıştır; bu bölgedeki ferdler banka faâliyetleri vâsıtasıyle köklü gelişme ve değişme yolunun başına gelmişlerdir; artık onların kalkınma yükünü bizzat omuzlarında taşımaları mümkündür.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: